Bilimkurgu diye başladığım ama beni ters köşelere yatıran kitaptır.
312 sayfalık kitabımızda Lem'in kuntastik başkahramanı Ijon Tichy'nin 12 uzay yolculuğu anlatılmış. Yedinciden başlayıp yirmisekizinci yolculukta biten kitabımız ilk başlarda profesör Tarantoga'nın (Betimlemeli, Karşılaştırmalı ve Öngörmeli Ticholoji, Tichografi ve Tichonomik Enstitüleri Derneği Başkanı) genişletilmiş baskıya giriş sunumuyla başlıyor ve doludizgin devam ediyor.
Bilimkurgu ile distopya ve teknoloji bazında ilgilenenlerin hayal kırıklığına uğrayacakları kesin. Çünkü Lem'in dalgacı bir üslubu var (en azından bu kitapta kötümser değil) ve teknoloji oldukça geri (misal: kasetçalar açan çiçekler!). Buna mukabil saf bilimkurgunun peşine düşenlerin ve hatta azıcık felsefe ile uğraşanların zihnini açacağı kesindir.
Paralel okuma diye başladım (yatmadan önce uykum gelene kadar yapılan, zihni hafifleten okumalar (kaçış edebiyatı da diyorlar)), hata etmişim. Yolculukları okuduktan sonra (her geceye bir yolculuk okumayı planlamıştım) uykularım kaçtı. Lem, olmadık yerlerde ve zamanlarda (çünkü zamanla oldukça oynanıyor bu yolculuklarda) olmadık sorular sorup, açıklamalar yapıyor. Bu minvalde yerleşmiş algılarımız, inancımız, bilgimiz ve bakış açımız oldukça sallantılı sulardan geçiyor. Çok sallanıyoruz çok!
Okumak gerek...
PS: Yalnız Sevil Cerit'in şetaretli ve yetkin ötesi çevirisi beni benden aldı. Hayalgücü olmasa çevrilemeyecek yerleri, bihakkın halletmiş. Sağolsun, varolsun!