Görüşlerine değer verdiğim iki arkadaşımdan olumlu geri dönüşler almış ama nedense vizyonda kaldığı zaman izleme fırsatı bulamamıştım. Niş bir salonda tek gösterimini kaçırmadım (bu arada Ankara'da Kavaklıdere Kült'ü sinefillere öneririm (izleyici kitlesi sinemaseverler, salon güzel)).
İlker Çatak (yönetmenimiz) çok katmanlı, tek mekanlı, izleyicinin gerginliğini aksiyon olmadan düşürmemeyi başaran bir film kotarmış.
Almanya'daki bir okul üzerinden; politik doğruculuk, gerçeğin çok yüzleri, doğru&yanlış kavramları, çocuk eğitimi ve daha neler neler teşrih masasına yatırılıyor.
Film hakkında görüş veren dostlar, Almanya doğumlu ve büyümlüler. Filmi daha iyi anlamak için o ruhun içinde şekillenmek elzemdir buyurdular. Lakin fakir bu ruhu; gerek yaptığı sık seyahatlerde gerekse tanıdığı alman ve alman ruhlu arkadaşları sayesinde az biraz tanıyor.
Burada izlediğim kavramlar üzerinde ahkam kesmeyeceğim. Yönetmen bey sağolsun üzerinde uzunca tartışılacak bir şey yapmış. Ancak, filmin belki de en az vermeyi hedeflediği pedagoji ve eğitim konusunu şöyle bir hatırladım ve maarifimizin halini düşündüm. Gözlerim buğulandı. Kordelamız hakkındaki tek eleştirim; baştan sona o gergin tempoyu koruyan biteviye yaylılardı. Zaten senaryo ve kurgu yeterince gerginken böyle bir müzik kullanmak gerginliği pek arttırıyordu. Ama bütünüyle değerlendirdiğinizde sarfınazar edilecek bir ayrıntıdır.
Velhasıl öneriyorum. Pişman olmazsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder