Julie hiç de dünyanın en kötü insanı değil! Ancak hayat insanı olmadık yerlere savurabiliyor. Genç bir cerrah adayıyken (biraz nerdlik var başlarda), psikolojiye, fotoğrafçılığa ve kitap dükkanında stand görevlisine evrildiği kariyerini; özel hayatına da bir nevi uyarlıyor. Prolog, epilog ve 12 epizod olarak kimi zaman dış seslerin de (bu yönetmen Triers Bey'in sıklıkla yaptığı birşeydir) izleyiciye yol gösterdiği, kimi zaman didaktik bilgilendirmelerde bulunan sıradışı bir pelikuladır.
Yoahim Bey, klasik holivut işlerinin oldukça dışına çıkarak serimdüğüm çözüm topuna girmemiş, önceden biyopsi lamellerine aktardığı duyguları (bu senaryoyu mesela holivut filme çekemez) izleyiciye bir güzel aktarmış. İzleyicinin cinsiyeti ne olursa olsun bir noktada Julie'yi içselleştirebilme başarısını göstermiş (en azından bende öyle oldu). Sanatı bilecek kadar bilgim yok ama zenaat açısından şöyle birtakım ahkamlar kesebilirim:
- Duygularla kamera şükela eşleşmiş (tartışmalardaki hareketli, müziklerdeki ritmli, derin konuşmalardaki sabit ve uzak kadraj)
- Gördüğüm en güzel aşık olma anını yaratan bir çekim var ki (çok ciddi prodüksiyon gerektiriyor) üstteki afişte, o çekimden bir kare kullanılmış
- Mantarın sonra gelen kafası ve bilinçaltının bir anda üste çıkması (Big Lebowski'den bile iyi) nefis bir çekimle verilmiş.
- Diyaloglar çok ekonomik ve cömert (nasıl oluyor demeyin, izleyin)
- Alper Hasanoğlu usulü bir ilişki ağı yaşanıyor (yermeyin, yaşarsınız)
- Aksel'in sanat konusunda political correct'çilere çemkirmesi ve hayatla hesaplaşması.
- Alttaki sigara içme sahnesi de şımşıkırdaktır.
- Renate Reinsve aldığı ödülü gayet de hakketmiştir. (Cannes en iyi aktris)
- Epilog insanın içine oturur ya da ferahlatır (tamamen bakış açınıza bağlı)
- Julie'nin babasının ağzına terlikle vurasınız gelir (o kadar iyi işlenmiş bir alt karakter).
Uzun (2s8d) ama fakir bir an dikkati düşmeden yazılar çıkıncaya kadar izledi. Bir çok yerde sorular sordu, cevaplar aradı (beyhude bunlar hep!). Ama izlediğine pişman olmadı. Öneririm yani.
Filmin biraz farklı bir konusu var sanırım yoksa anlatımlarınızdan bana mı öyle geldi :)
YanıtlaSilBaşta yazdığım gibi bir kadının hayatın sürüklediği yerlere savruluşunu görüyoruz. Kendi hayatlarımızdan pek çok ortak nokta bulmak mümkün (en azından bende öyle oldu:)
SilÇok merak ettim, ilk fırsatta izleyeceğim, elinize sağlık:)
YanıtlaSilUmarım hoşlanırsınız:)
Silİzledim, kesinlikle orijinal bir film, sonları biraz ağır geldi, Aksel`in durumu vs. ama insanı içine alıyor, Sidewalls`ı da en kısa zamanda izlemeyi umuyorum:)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilSidewalls bundan iki gömlek iyidir. Onu daha çok seveceğinizden eminim:)
YanıtlaSil