Hayat zor! Hep mi böyle olacak derken karşınıza daha da yüksek yokuşlar, daha dikenli bahçeler çıkarıyor. "La rahate fid-Dünya" diyen Araplar haklıdır belki de. Bu Dünya'da rahat yok! Romalılar'ı unutmayalım. Onlar da "Fortuna Imperatrix Mundi" derler. Dünya'ya kader hükmeder (kartta fortuna çıktıysa yapacağınız birşey yoktur). Etimolojiyi kurcaladığınızda ikisi de aynı yere çıkar.
Toplum tarafından kabul göremediğimiz, yeterince paraya sahip olamadığımız (ki ahir zamanda hepimizin başına gelecek gibi görünüyor), düşkırıklıkları yaşadığımız, kendimizi yetersiz hissettiğimiz, kalbimizin kırıldığı ve elbette zorlukları yaşadığımız zamanlar oluyor, olacak. Bu durumlarda yapılacak şey nedir? Okuyan insan için bellidir: kitaplara sarılmak. İşte tereddütsüz önerebileceğim bir matbuat. Tüm bu sorunlara yönelik olarak düşünürlerin ne gibi cankurtaran simitlerine sarıldıklarını (sırasıyla Sokrates, Epikuros, Seneca, Montaigne, Schopenhauer ve Nietzsche) Bayan Botton'un sevgili oğlunun kaleminden okuyabilirsiniz.
Sadece alıntı değil, günümüzün yaşantısıyla soslanmış ve cımbızla alınmış hikmetler gırladır. Nedir: benim okuduğum edisyon 14.baskısını yapmış (hem de yüksek basım sayılarıyla) demek ki bu dertlerden muzdarip külli kâri var imiş. İlerledikçe "Aha bundan bende de var" diyor ve kimisi yüzyıllar öncesinden gelen öğütleri hayatınıza geçirmeye çabalıyorsunuz. İlginç şekilde başarılı da oluyor.
Yalnız kalp kırıklığının tesellisinin, felsefenin gamlı baykuşu Schopenhauer'e ve zorlukları aşmanın tesellisinin übermensch'in mucidi Nietzsche'ye düşmesine bıyık altından gülümsemedim değil. Ancak her nasılda bu iki ismin verdiği öneriler yabana atılır gibi değil. Çalışıyor, denendi!
Hülâsa: yakın durunuz, ıskalamayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder