Peşinen söyleyeyim homofobik bir insan değilim. Süpersonik eşcinsel arkadaşlarım var. Sohbetlerimiz de pek şükeladır (yine de lezbiyen dostların sözü sohbeti daha bana göre galiba). O yüzden, son yıllarda eşcinsel edebiyatını eleştirince yapıştırılıveren "homofobik" yaftasından kurtulmayı umuyorum.
Arka kapakta yazılı aşağıdaki ifadeleri okuyunca Deniz Ne Kadar Güzel'i edindik ve nihayet ona sıra geldi. 288 sayfalık kitap iki günde akşam okumalarında bitti. Dil pek akıcı, karakterlerin altı doldurulmuş. Hakkında yazılanların belirtildiği gibi polisiye romanı değil bildiğiniz suç romanıdır. Nedir: okura, katilin kim olduğu konusunda düşünecek herhangi bir alan bırakılmayıp Patrişyahaysimit tarzı bir roman okur gibi oluyoruzdur.
Bu türde (en azından bildiğim kadarıyla) hiç bu tip protagonistle (ne işim olur protagonistle) baskın iyi karakter (gerçi burada antagonist (antagonistle de işim olmaz) kötü adam demek daha mı doğru olur bilemedim (parantez atmaktan metni kaçırdın arakolpa!)) karşılaşmamıştım (70'li yaşlarını süren varlıklı eşcinsel çift). En azından bu saikle okunabilirdi. Nedir: orta halli bir suç romanı olabilecek eser, eşcinselliğin kimi mahrem detaylarının aktarıldığı bölümlerde (özellikle sauna bölümünü çok aşırı hızlı okumak zorunda kaldım) bambaşka yerlere evrilmiş. Heteroseksüel (var mı böyle bir ayrım?) polisiyelerde, suç romanlarında bu kadar cinsel uyaran yokken romanımızda bunlardan çokça kullanılmış olması fakiri pek açmadı. Üstelik genel olarak romanı değerlendirdiğimde, düşünmem için bana aktarılan herhangi bir olgu yahut soru bulamadım. Sadece kurgunun aktarılması. Kimileri romanın asıl varlık nedeni bu olmasına karşın fakir, son sayfayı çevirdiğinde biraz üzerinde düşünmek, sorular sormak ister. Bunda o olmuyor. Siz bilirsiniz yine de.
Arka Kapaktan:
"Eski caz piyanisti Şener ile emekli mühendis Fehmi, Büyükada’da yaşayan, 70’li yaşlarını sürmekte olan bir çifttir. Aşklarını adadaki köşklerinde dolu dizgin yaşarken, bu ilişkiyi ada halkına “yaşlılık günlerinde birbirine destek olan iki emeklilik arkadaşı olarak” kabul ettirmişlerdir. Şener ve Fehmi için kırk yıllık ilişkilerinin rutin dinamiği, o yaz yandaki eve dişçi anne, mimar baba ve problemli bir gençlik geçiren çok yakışıklı oğulları Deniz’in taşınmasıyla bambaşka bir yöne gidecek, kendi ailelerinin sağlamasını bir suç üstünden yapmak zorunda kalacaklardır."
Siz beğenmemişsiniz ama ben merak ettim, özellikle Büyük Ada’da geçmesi sebebiyle:)
YanıtlaSil16 yaşına kadar çoğu yaz tatillerimi geçirdiğim yerdir. Ben de pek severim:)
SilŞimdi size hak veriyorum....:)
Sil:)
Sil