Son Yeniçeri'nin bittiği yerde başlar romanımız. Sabit, Vaka-i Hayriye'den her nasılsa kurtulup Sarı Ağa'sının yanına varmayı başarmıştır. 246 Sayfalık romanımızda üç kuşağın yaşamları ön planda olmak üzere dağılan bir imparatorluğun son anlarını görürüz.
Bir önceki romanın teatral havası yoktur bu kitapta. Yıllar hızlı akıp geçmekte, kişilerin yaşadıklarından ziyade toplumun yaşadıkları daha ön plandadır. Okuması keyiflidir yine de (iki gecede bitiverdi). Ben olsam sıkıcı tarih kitaplarından ziyade bu tip romanları da bir paralel okuma yaptırırdım okullarda. Eminim tarihe meraklı genç zihinlerde bir iki kıvılcım çaktıracak sayfalar olacaktır. Her iki kitabı da tarih ve edebiyat sevenlere öneririm.
Tarihi romanlara pek yakın değilim ama buna ve öncekine bakabilirim belki:) ziyaretim vesilesiyle sizin ilginizi çekebilecek iki kitap haberi vereyim Yaprak Öz - Dolapta biri var (bu sefer Yıldız Alatan polisiyesi değil) ve Tüm Panayırların Heyulası (Kayıp Rıhtım'ın "ucube" temalı korku/bilimkurgu öyküleri derlemesi). Ben edindim ama henüz okuma fırsatım olmadı..:)
YanıtlaSilBu aylık matbuat istihkakımı ikmal ettiğim halde, her ikisini de attım sepete. Çok teşekkürler bilgilendirme için (özellikle Yaprak Öz'e güvercinim bayılıyor) :)
Sil