Başlığa geleceğiz.
Fişi çekilmiş bir dünyada 15 yıldır hayatta kalabilen Finç, pek sevdiği köpeğine bakmak için bir robot yapar (Cef), bulundukları yerden Doğu Sahiline (Senfrensisko) gitmek zorunda kalırlar. Yolda çeşitli şeyler olur.
Amazon işin kolayını bulmuş. Kastta sadece bir insankişisi var (gerçi Tomhenks'in oyunculuğu her zamanki gibi iyiydi). Özel efektler (ki gözü yoracak kadar CGI var) fazla yevmiye istemeyen bir ekibe yaptırılmış. Bir televizyon yönetmeni bulunmuş. Aile ile seyredilecek bütün kriterler karşılanmış (şiddet, kan yok). Holivutun tüm klişeleri bihakkın verilmiş. Ancak demek ki senaryo çok önemliymiş. 15 yıldır dibine kadar sömürülen bir dünyada o karavanın yakıtı nasıl bulunuyor? Hiperaktif (ve her nedense pek insani bir şekilde konuşan (mekanik görüntüyü çekici kılabilmek için tahta ve deri kullanılan eller falan)) bir robotun enerjisi nereden geliyor? gibi sorular sormazsanız iki saate yakın zamanı (1s55d) bir güzel ezersiniz.
Açılış sahnelerinde içimin yağları eridi (hımm bombastik bir distopya falan diyerek iyice yayıldım koltuğa (Wall-E'yi anımsatan kumullar, bomboş bir dünya, taşıt aracı olarak kullanılan sanayi kamyonu vs.), telefonu uçak moduna falan aldım). Ancak filmimiz ilerledikçe anlatacak pek fazla bir şeyi olmadığını anlamam 45 dk. sonra oldu. Hayır köpecik de iyi rol kesiyor, pek sevimli kerata! Asimov'un robotik kuralları falan da vardı ama pelikulamızın bende değiştirdiği bir şey olmadı. O yüzden bu konuda bildiğim en gerçekçi ve depresif ekolojik distopyayı "The Road (2009)" yılda bir kez falan izlemeye yine devam. Finç ise Road'ın çok softyumuşakevcil bir versiyonu olarak arşivime girmeyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder