20 Haziran 2021 Pazar

"Gece Oturumları" Tersine Dünya!

   Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer silahlarla ve çokça din saikiyle olmuş bitmiş. Küçük mavi küremiz yavaştan toparlanmış, teknoloji almış yürümüş, Ay'da Mars'ta koloniler kurulmuş, yaşadığı savaştan dini sorumlu tutan insanlık bu olgudan "birinci aydınlanma" denilen bir hareket sayesinde tamamen azade kalmış, din artık arkeolojik bir kavram sayılırken az sayıda kalan dindarlar hakir görülür, olağan şüpheli olarak damgalanır olmuşlar. Hal böyleyken ardı ardına öldürülen iki din görevlisi İskoç polisini alarma geçirir. Öldürülenler din adamı olmasına karşın işin içinde daha köktendinci bir grup var gibidir.
   Bilimkurgu diye aldım okudum. Maalesef öyle çıkmadı. Evet, anlatılanların içinde yüksek teknoloji (küresel ısınmaya çare olarak kurulan küresel gölgeliklerle yapılan suni güneş tutulmaları, biri Atlantik biri Pasifikte iki uzay asansörü, yapay zekaya sahip bombastik polis "leki"leri (robot), göze monteli veri arama arabirimleri ve daha neler!) vardı ancak kitabın tümü neredeyse günümüzün tersi bir sosyolojik modeli (ateistlerin dindarlar karşısındaki mücrim halleri) inceliyor ve maalesef bir cinayet soruşturması etrafında dönen, genellikle dini oluşumları inceleyen bir yapıdaydı. Kendi adıma "diyakoz", "piskopos", "kardinal", "üçüncü ahit" ve yazmaya üşendiğim düzinelerce ve çok tekrarlayan dini jargon içinde kaldım. İlk kez (dili akıcı olmasına ve belli bir humor (ne işim olur humorla) kendine münhasır mizah içermesine karşın) bir bilimkurgu romanını zorlayarak bitirdim. 
   Türün meraklısı iseniz okumasanız da olur. Ne biliyim bir arkadaşınız falan hediye ettiyse ve menzilde okunacak kitap yoksa okunabilir.

3 yorum:

  1. Bu da gol değil o zaman tüh :)

    YanıtlaSil
  2. Bilimkurguda gol olmayanlar pek acı hakikaten:) Neyse ki yeni başladığım b/k olmamasına karşın gol olacak gibi!

    YanıtlaSil