İlk bölümünü (hepitopu 3 sayfa) okuyunca dedim "Hah O benim!". Yazar (lar (lar çünkü iki kişi yazmış bunu "Serkan&M. Ali Karaismailoğlu")) o kadar iyi betimlemiş ki içinde bulunduğum durumu, sanki bana özel yazılmış gibi hissettirdi ilk bölümler.
Bilmiyorum size de oluyor mu? Bazen bir şeyleri kaçırdığınızı, tamamlanamadığınızı, zamanın çok hızlı akıp gittiğini yahut bir ereğe ulaşamadığınızı (iş olur, unvan olur, ruh eşi olur, para olur her türlü) düşünür ve bu sizi bir nevi boşluğa çeker. Netice: Gelsin kasavetli günler, haftalar, aylar, mevsimler ve hatta yıllar (burada "zaman sanki bir rüzgar" diyerek Enis Behiç Koryürek'e bir selam sarkıtalım). Bu normal (miş).
Girizgahtan sonra başlıyoruz içimizdeki karadeliğe neden olan dopaminin bilimsel açıklamasına. Bu mendebur ve şükela molekülün (nörotransmitter deniliyor) sadece yapısını değil, çalışma prensibini de anlıyoruz ilerleyen bölümlerde. Ondan sonra da "hayatınızı mükemmelleştirecek dört adım" bölümüne geçiyoruz. Şaka şaka! Böyle bir formül yok! Yalnızca o karadelikle yaşamayı öğrenmek ve kontrolünü eline almakla ilgili öneriler var.
Kitap 1buçuk günde bitti. Adeta yutarak okudum. Biraz demlensin, bir kere daha okuyup altını çizdiğim, kenarına soru işaretleri koyduğum yerler üzerinde idrakımın artmasını bekleyip, lugat&makale karıştıracağım. Nedir: kitap biter bitmez instagram hesabımı kapattım (biliyorum oradaki hayatların yalan olduğunu ama beyni kandırmakta pek mahir bir uygulama bu (hesabı kapatmayı bile nice derin yerlere saklamışlar)). Önümüzdeki günlerde kendimi oyalama amacıyla yaptığım tüm sosyal faaliyetlerin biletlerinin iptal edilebileceklerini iptal ettim. Yine bu saikle çıkmayı planladığım seyahatleri erteledim. Canımın sıkılmasına, rölantiye ve hatta geri vitese ihtiyacım var (mış). 22'den sonra zaten ekrana bakmıyordum, yatağımın yakınlarında bırak ekranı elektronik cihaz yok (bunun için bir şey yapmama gerek kalmadı).
Bugün konuştuğum bir arkadaşım (kendisi sinirbilim konusunda akademik bir seyahatte (yolu açık olsun!)), tek nörotransmitterin dopamin olmadığını, daha nice benzer molekül olduğunu ancak çalışma prensiplerinin benzer olduğunu söyledi. Belki onların da böyle hap gibi kitapları çıkar. Ancak önemli olan şey çalışma prensipleri. Onu anlayınca gerisi kolay. Bu arkadaşım bir de "dopamin orucuna mı başlıyorsun?" diye sordu. Demek, kimi çevrelerde bilinen bir şey.
İki gözümün nurları, bu hızlı tüketim çağında hâla bu satırları okuyacak feraseti olan, anlamaya okumaya zaman ayıran bir avuç seçkin kâri, kıymetinizi bilin. Sizlerden, bizlerden fazla kalmadı. Pamuklara sarılarak saklanasısınız. Velhasıl; hararetle öneririm.
Serkan Karaismailoğlu instagramda yayınlarını severek takipte olduğum biriydi, kitabını edineceğim bugün.
YanıtlaSilİnsanın kendine ayıracağı vakitler iç aydınlanması için çok kıymetli, zira karanlık günün sabahtan başladığı bir ülkede, her şey aynı siyahlığa dönüşmekte büyük bir hızla.
O zaman dopamin detoksu hayırlı olsun size :)
Yorumunuza katılıyorum. Ne sosyal medya ne de gündemi takip edeceğim önümüzdeki bir ay. Umarım bir faydasını görürüm. Teşekkürler iyi dilekleriniz için:)
SilDopamin detoksunuz hayırlı olsun, sonuçları merakla bekliyoruz:)
Sil