Dört ay önce yaşadığım bir hayat krizi ile Stoik düşünceye meylettim. Ne yalan söyleyeyim; ilk okuduğum kitap pek faydalıydı (amerikan usulü hap şeklinde felsefe!). Sonra bu kitaba ilham veren başlıca eserleri kıraata başladım. Nedir: bunlar başından başlayayım sonuna kadar okuyayım türü metinler değildir. Şöyle benzetelim: beş dakikada sigarayı tüketip bitirmek gibi değil eski usulde sarılmış tömbeki tütünüyle kadim model nargileyi uzun süre tüttürmek gibidir (bir saati aşar çoğu zaman). Nefesi fazla sık çekmemek (nefes sıcak ve harlı gelir) ama közü geçecek kadar da ihmal etmemek gerektir (sık sık "seri köz getir" diyen tayfadan olmamak istiyorsanız (bunlar bilmez nargileyi. moda olduğu için içerler (ömürlerinde Tophane'ye (o kadim kahve) ya da Çorlulu Ali Paşa Medresesine ayak basmamışlardır))). Hülasa özen ve zaman gerektirir stoik okumalar. Bunun için (uzun olmasalar da) bitirmesi zaman alır.
Marcus Aurelius. Stoacı filozofların en kudretlisi. Henüz 18 yaşındaymış erki eline aldığında, 59 yaşında ölünceye kadar da Roma İmparatoru olarak yaşamış. Filozof İmparator diyorlar. Hakkaniyetli ve hoşgörülüymüş.
Stoacıların amacı mutsuzluktan kaçmak, dinginliği ve neşeyi yakalamak. Hal böyleyken işbu metni Aurelius'un savaş seferlerinde yazması oldukça garip gelebilir okura. Gelmesin! Her ne kadar amaç sükunet olsa da stoacılar görevden asla kaçmıyor. Görev, sefere çıkmaksa bunu da hallediyorlar.
Kitabımız 133 sayfa olmasına karşın yukarıda belirttiğim sebeplerden, bir ayı aşkın zamandır başucumda duruyor. İlk sayfadan itibaren Aurelius'un tavsiyeleri var. Herhangi bir mantıksal akış olmadan 133 sayfa biteviye öğüt. Bunları aklınızda tutmak ve hayatınıza uygulamanız imkansız elbette. Ancak şöyle bir şey var ki yazmadan edemeyeceğim: Herhangi bir yerinden başlıyorsunuz, bazı yerlerin altını üstünü çiziyor, derkenarına notlar alıyorsunuz. Bir iki sayfa sonra bir akış oluşuyor ve garip bir ruh haline giriyorsunuz (Tibet'in monoton dua metinleriyle girilen akış gibi), içinize garip bir huzur doluyor, okuduklarınızın sabit diske kaydedilmediğini biliyorsunuz ama nedense hoşunuza gidiyor. Ertesi gün kaldığınız yerin 15 sayfa öncesinden başlıyor, aynı döngüyü yine yaşıyorsunuz. Böyle böyle bugüne kadar başucumda kaldı. Sonuncu sayfaya geldim ama yine başucumda kalmaya devam edecek. Birkaç ay sonra önce çizdiğim yerleri, sonra da tümünü yeniden okuyacağım.
İlginç zamanlar yaşayan kâriler ıskalamasın.
'Hayat krizi' sozu beni yakaladi. Ben de su siralar ve bundan bir yili geckin zamandir hayatla, kendi hayatimla, gelecegi nasil yasamamla ilgili fazlaca dusunuyorum. Tavsiyeniz icin tesekkurler.
YanıtlaSilKendime Düşünceler tam dediğiniz gibi, ben de bir yildir bitir(e)medim. Topluma hizmet konusunda stoacı olamam bu saatten sonra ama diğer şeyler bana da anlamlı geliyor.
YanıtlaSilKendinize stoik felsefeyle de yaklaşmak iyi sonuç veriyor :)
Sil