40'lı yaşlarını süren matematik profesörü Andrew Martin, çözülemeyen bir problemi çözer. Asal sayıların gizemini ortaya çıkarmıştır. Ancak bu çözümün insanlığın önünde olmadık kapıları açacağını gören üstün varlıklar olaya müdahil olurlar.
Şimdi böyle yazınca (üstün varlıklar falan!) bir bilimkurgu romanı okuyacağını zannediyorsunuz ancak sayfalar akınca işin öyle olmadığını; o ögelerin romana insanlığa tamamen farklı açılardan bakmak için yerleştirildiğini anlıyorsunuz. 280 sayfalık roman kolayca bitiyor, dili akıcı, kimileri bir sayfalık bölümler ilginç tatlar bırakıyor dimağınızda (ölü ineklere konulan cafcaflı isimler vs.). Nedir: bilimkurgu değil, insanlığa yapılan ince bir eleştiridir. Bu açıdan hem en iyi roman hem de en iyi bilimkurgu ödüllerine aday gösterilmesine şaşırılmamalıdır. Ancak ödül alırsa şaşırılabilir zira ne iyi bir bilimkurgu ne de şükela bir romandır. Yine de vakit geçirmek için televizyon seyretmekten iyidir.
İlginç duruyor, buna da bakayım, elinize sağlık:) bu arada Depo’yu yeni bitirdim, şahaneydi:)
YanıtlaSilBeğendiğinize sevindim:)
Sil