Neden klasiktir Mihal'in oğlu Fyodor'un kitapları ?
En son kitabını okuduğumdan bu güne rahat 20 yıl olmuştur. Aradan geçmiş iki çocukluk zamanı, üslubunu unutmuşum, konuları bile zar zor aklımda. Tek hatırladığım : içime akan ılık portakal şurubu gibi bir tat (bu benzetmeyi de Salah Usta'dan intihal ettim (yattığı yerde dinlensindir şımşıkırdak şiirlerin müsebbibi)). Atladığım kitapları varmış. Vedat Özdemiroğlu'nun bir yazısında okudum, bir yerlere not ettim, araştırdım "meritokrasi" veritabanında da varmış. Kıydım parama aldım. Meğerse; yeni baskısı yapılmadan önce bibliyofiller arar bulamazlar, gaddar sahaflar da insafsız pahalar biçerlermiş. Sanalı da tamam da, insan böylesinin sayfalarını çevirmek istiyor.
İlk paragraftan okuru kafesliyor, arada sarkıyor ama hemen toparlıyor.
Senpetersburg'dan dayısını ziyarete gelen bir münevverin gözünden yaşananlar, hepi topu bir kaç günlük hikaye.
Sibirya döneminde (kentlerden uzakta) yazılan novellamız, ustanın daha önceki eserlerine bakıldığında ciddi bir mizah içeriyor (bakmayın aşağıdaki karamsar canlandırmaya). Kahraman isimlerinden (Foma Fomiç (ah Foma Fomiç), Falaley, Vidoplyasof, Smerdyakof vs.), karakter betimlemelerine, diyaloglara, yaşanan olaylara; hep ölçülü bir mizah sinmiş. Okurken gülümsemekten kendini alamıyor kâri. Bu kadar gülmecenin arasında Bay Fyodor kendi imzasını da atmış elbette. İnsan tümüyle kötü yahut iyi olabilir mi ? Hayatın gelişlerine voleyi patlatmak mı, pas geçmek mi gerektir ? Bunun gibi şeyler işte !
Nihal Yalaza Taluy, ne güzel bir iş yapmış. Türkçe yazılsaydı roman, okuduğumun aynısı gibi yazılırdı. Çevirmene bir alkış.
Foma Fomiç eskimez yalnız. Bir de kitap bittikten kelli rüyamda bir kaç gece üstüste beyaz öküz görmüşlüğüm var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder