Şiirle fazla hemhal olamadım. Cahilin önde gideni değilim ama şiir defterlerim de yoktur. Arada gönül tahtamı tıkırdatan bir iki mısraın peşinden koşmuşluğum olmuştur. İşte bu dizelerin bazılarının sahibi de Onur Ünlü (Ah Muhsin Ünlü)'dür. Zaten hepi topu bir (1) incecik şiir kitabı vardır (Gidiyorum Bu). Her okuduğumda afallatır beni. "Resulullahla Benim Aramdaki Farklar"ı okuduğumda gözlerim yaşarırdı, Anacığımı yitirdikten sonra ise şiirin adını telaffuz etmek dahi beni zırzır ağlatıyor.
Sonra baktım : bir ilginç insan Onur Ünlü. Mütedeyyin ama dincilerden farklı bir derinliği var. Şiirlerinde Zarifoğlu etkisi bariz ama onun yazdığı şiiri de Zarifoğlu'nun şiirlerinden ayırabiliyoruz. Demek ki bu etki o kadar da bariz değil (şu anda kendimi yalanlıyorum).
Daha sonra sinemacı kimliğiyle tanıdım kendisini. İlk "Polis"i izledim, kurgu farklı, oyunculuklar iyi, senaryo başarılı ama biraz aceleye gelmiş gibiydi. "Çocuk" felaketini hiç saymıyorum, zira o sayılmaz.
Devran döndü, rüzgar farklı yönlerden esmeye başladı, afili filintaların bu ilginç tayfası bordadan aldığı rüzgarla apaz seyri yapmaya başladı. Onur Ünlü, TRT'de dizi yaptı. Merak ettim ama prensiplerim vardır, dizi izlemiyorum. Haliyle "Leyla ve Mecnun" nasıldır bilmiyorum. Devran dönmeye, ileri demokrasi durmadan ilerlemeye devam ediyordu. Bu arada "Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi" geldi. Beklenen frekans gerçekleşmişti bana göre. Fail bir anayasa profesörüne çaktıkça çakılıyordu. İşçilik iyi, işleniş yanlıydı.
Örümcek hislerim "ne zaman olacak" derken, bir de baktım ki TRT'deki iş bitmiş, sezinlediğim ayrılık gelmişti. Malum : Muktedir; zeka-yaratıcılık sevmez (kendinden olsa da). Şimdi ne olacak idi ? Onur Ünlü, izlemeye can attığım ama izleyemediğim "Sen Aydınlatırsın Geceyi" çekti. Paraya tahvil edilmiş tüm filmlere inat, gösterime sokmadı filmini. Şimdiye kadar görmediğim bir hareketi göstermiş ve şaşırtmıştı fakiri. Ardından "İtirazım Var" geldi. Başka bir yazının konusu olan filmimiz, görmeyi beklediğim tarzda bir Onur Ünlü filmiydi.
Kendisini yolda görsem tanımam, hiç bir konuşmasını izleme fırsatım olmadı, hakkındaki haberleri (gözüme çarpmadıkça) pek izlemiyorum, yazılarını-şiirlerini okuyorum, çevirdiği (ki bazılarını tefeciden borç para alarak çekmiştir) filmleri izliyorum. Bu bana yetiyor. İnanç sistemlerimizin tümüyle farklı olmasına rağmen duygu sistemlerinde paralelliklerin çokça olduğu bu kişiyle aynı ülkede yaşamaktan haz duyuyorum. Arz ederim efendim...
Kendisini yolda görsem tanımam, hiç bir konuşmasını izleme fırsatım olmadı, hakkındaki haberleri (gözüme çarpmadıkça) pek izlemiyorum, yazılarını-şiirlerini okuyorum, çevirdiği (ki bazılarını tefeciden borç para alarak çekmiştir) filmleri izliyorum. Bu bana yetiyor. İnanç sistemlerimizin tümüyle farklı olmasına rağmen duygu sistemlerinde paralelliklerin çokça olduğu bu kişiyle aynı ülkede yaşamaktan haz duyuyorum. Arz ederim efendim...