Muallim-i Evvel (bizde böyle de bilinir) İ.Ö.384-322 yılları arasında
yaşamış. Fizik'i de bu yıllar arasında yazmış olduğu çıkarımını yapabiliriz.
Rodoslu Andronikos İ.Ö.60 yıllarında, muallimin "varlık" konusundaki
görüşlerini "Fizik"ten sonraki kitabına koymuş ve süpersonik bir
yaratıcılıkla kitabın adını "Fizik'ten Sonra Gelen" koymuştur. Böyle
yaparak "metafizik" olgusunun isim babası olmuştur "Ta Meta
Physika". Ama konumuz bu değil.
Benim okumaya çalıştığım nüshası 2014 tarihli beşinci baskısı.
Kitap 437 sayfa. Aristoteles'in yedi kitabından mürekkep. Yunanca aslı sol,
günümüz Türkçesi ile meali sağ tarafta yazılı. Her kitapta bazı olgular
irdeleniyor. 23 asır önce yazılmış metnin, nasıl olup da fakiri tefekküre
sardırdığı, kara kara düşündürdüğünden bahis etmeyeceğim.
Şöyle bir örnek verebilirim : 1.Kitap "İlkeleri,
nedenleri ya da temel ögeleri olan her araştırma alanında bilmek ve kavramak
bunları anlamakla söz konusu olduğuna göre (çünkü ilk ilkeleri, ilk nedenleri,
temel ögeleri bildiğimizde her bir nesneyi bildiğimizi düşünürüz) şu açık :
doğa biliminde de ilk olarak ilkeler üzerine belirleme yapmaya çalışmak
gerekiyor." diye başlıyor ve 7.kitabın sonu : "İmdi şu açık: nitelik
değiştirmeye özgü olan şey, duyulur nesnelerde ve ruhun duyu ile ilgili kısmındadır,
ilineksel olması dışında başka hiçbir şeyde değildir."
Yani hiç mola yok ! Örnekleme çok nadiren yapılmış ve genel
olarak soyut ilerlenmiş. Böyle olması belki de güzel zira dönemin örnekleme
anlayışı günümüze çok uzak. Lakin soyut ilerleme konusunda okuyucunun felsefi
metinlere aşina olması gerekiyor. Bendeniz beşinci kitaptan itibaren mavi ekran
verdim ve maalesef son iki kitabı da, bitiriyor olmam gerektiği için
zorlayarak okudum.
Her kitapta değişik konular inceleniyor. 4.Kitapta mesela :
yer var mıdır ? madde midir, form mudur ? boşluk nedir ? gibi olgular
sorgulanıyor. Vallahi, gözümüzün önünde olan ancak hiç o gözle bakmadığımız
önemli gerçekler. Bitişik, ardışık, yanyana gibi bildiğimizi sandığımız
sözcüklerin aslında nasıl derinlemesine betimlenebileceği var. Var oğlu var !
7.Kitapta devinim inceleniyor. Şöyle bir cümle var
"devindirenin, devindirildiği için devindirdiği", devindirilenin
devinimi ile devindirenin devinimi aynı anda birlikte olacaktır (çünkü aynı
anda devindiren devindirir, devindirilen de devinir devindirilir). Öyleyse açık
ki, A'nın, B'nin, C'nin devindirenlerin ve devindirilenlerin herbirinin
devinimi aynı olacak."
Fakirin zaten üç tane beyin hücresi var. Böyle bir cümleyle
karşılaşınca hepsi birden duraduruyor (bu fiili Sayın Babür sıklıkla kullanmış,
sözlükte yok ama bu cümleye cuk oturuyor). Bilim Tarihi Metinleri hocamıza
söyleyince bu cümlenin şıpınişi tercümesini yaptı ama o üç hücre an itibarıyla
fonksiyonel olmadığından, mealini idrak ambarıma atamadım tabiy ki. Yalnız şunu
söyleyeyim. Devinme fiilinden ikrah geldi.
Bu kitabın okunması için rehber bir kitap varmış. Ümidim
ondadır.
Önemli bir kitap, okunması da gerekir, attım kütüphaneme.
Uzun, pek uzun ve üzerinde yoğunlaşabileceğim bir dönemde okunmak üzere.
Fiziğin abc sini anlamak üzere bir (ya da daha çok kere)
okuyacağım. Bilim ve felsefeye ilgi duyan kâri için okuması elzemdir.