13 Kasım 2017 Pazartesi

"The Villainess" Nasıl Bir Kamera Bu !

   Konu beylik. Bir nevi Kore "Nikita"sı. Kanundışı bir kadın, kanun tarafından kanunsuzca kullanılır. Açılış sekansında (ki acaip bir çekimdir) hanımkızımız, "Oldboy"daki gibi bir koridorda (saymadım ama 50 (elli (ELLİ)) üstü) adamı berhava eder, konu gelişir.
   Senaryonun fazla girift olmasından dolayı başarısız denilebilir. Karakterlerde birtakım geri dönüşlerle aydınlatma çabasına girilmesine karşın, hiçbiri yeteri kadar derinleşemiyor. Öyle gelinlikle snipershot (ne işim olur snipershotla) keskin nişancı atışı gibi sahnelerde Nikita öykünmeleri çok bariz görülüyor. Uzun da (2s9d). Kimi yerlerde esnetse de sinefili ekrana bağlayan çok farklı bir yönü var. 
   Buraya kadar normal olan yazımız bundan sonra değişik bir mecrada akacaktır.
   Arkadaş, 50 yaşını geçtim (Bkz.Ercüment Menemen) böyle bir kamera kullanımı görmedim. Bu nasıl bir kameradır ? Hayır CGI izlenimi falan da görmedim. Kamera kâh (Hardcore Henry'de olduğu gibi) kişi gözünden aksettiriyor, kâh dış göz oluyor, geçmeyecek yerlerden geçiyor, taklalar atıyor, aynı sekansta aracın içine giriyor, dışına çıkıyor, havadan çekim yapıyor, araçların altına giriyor (bunların hepsi tek sekansta oluyor). Açılış ve kapanış sahneleri doruk olmak üzere çoğacaip bir kamera var. 
   Akşam akşam destrodoyu tatmin amaçlı oturduğum filmin böyle bir tecrübe yaşatması da hayatın cilvelerinden birisi.
   Diyeceğim odur ki : sinemanın mutfak kısmını merak ediyorsanız ama senaryodan pek fazla bir şey beklemiyorsanız mutlaka izleyiniz. Afallayacaksınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder