6 Kasım 2016 Pazar

"Görünmez Canavarlar" Yorucu, çok yorucu.

 
   Zor okunuyor, yorucu.
   Son sahneden açılış yapıyor. Biteviye geri dönüşler. Kendisinden hiç hazzetmediğim romanlarını ise pek sevdiğim (aramızda garip bir rabıta var) Bay Palahniuk, satır aralarına aforizmaları boca etmiş mebzul miktarda. 
  Geri dönüşler ise öyle uzun boylu değil. Geriye bir dönüyor, iki değil bir kelam ediyor hop şimdiki zamandan ileriye zıplıyor orada iki satır yazıyor derken pattadanak ilk geri dönüşün de gerisine dönüyor. Böyle tamgaz sürüyor. Kaptırdınızmı gidersiniz, kaptıramadınızsa kapatırsınız. 
   Meş'um bir kaza sonucu façayı bozmuş bir (pek de süper olmayan) model, assolist yürüyüşlü (hastırı hastırı) bir transvestit ve partneri (argoda tokmakçısı derler) bir ahlak polisi eskisi; W.Barogs vari bir yola düşerler (Bkz.Bit (frenkçe "beat") kuşağı yolculukları). Hah ! filmi de çekiliyormuş (Cesikabiyelli, Volkilmırlı falan (ki o role gider)) tam olmuş.
   Yazarımız gitgelli fülfürüşlü ve tamgaz akışın içinde, resmin gizli kapaklı yerlerini açık ederek, sebatsız okurun merakını diri tutmayı başarıyor ama asıl sürpriz son bir iki sayfada açığa çıkıyor. Nebliyim kafa açmak için okunabilir ama bittikten sonra kendinizi rahatlamış ve dinlenmiş hissetmeyeceğiniz garanti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder