19 Aralık 2014 Cuma

"The Hobbit: The Battle of the Five Armies" Üçlemenin Son Halkası.

   Bir yıldır beklediğim, o 200 sayfalık kitaptan nasıl olup da üç saate yakın üç film çıkarttıklarını anlamaya çalıştığım üçlemenin son halkasını da dün gece (ayıptır söylemesi ekspendli bir salonda (ki bu sefer reklam eziyeti çektirmediler)) izledim.
   Beklenen frekans gerçekleşti. Güzel bir iki buçuk saat geçirdim. 
   Geçen bölüm çok havada bitmişti (hem mecazen, hem fiilen). Bu bölüm aksiyonun ortasında başlıyor. Ejderha Smaug (ki seslendiren Beneditkambırbeç Bey, CGI efektine karakter yüklemiştir) göl kasabasını yakar ve olaylar gelişir.
   Kısacık senaryodan iki buçuk saat film çekmenin en büyük handikapı : o iki buçuk saati izleyicinin ilgisini düşürmeden içini doldurabilmektir. Piitırceksın bu filmde bunu yapmayı bence güç bela başarabilmiştir. Orijinalinde olmayan bazı ayrıntıları filme eklemiş (Kili&Tauriel aşkı), kitapta oldukça kısa kesilen Azog&Thorin hesaplaşmasını görsellik ve sinematik dille daha iyi anlatmış, okurun gözünde canlandırdığı ve canlandıramadığı bir çok ögeyi görselliğe taşımış ve LOTR müptelalarını tatmin eder bir film yapmıştır.
   Başlangıçtaki sahneden sonra neredeyse tamamen Erebor dağı eteklerinde geçen filmi (ki tüm serideki en kısır yer seçimidir) bir final savaşıyla hareketlendirip, güzel de bir sona bağlamıştır. Ancak bu seriyi taa "Yüzük Kardeşliği"nden beri izliyorsanız, Bayan Ceksın'ın oğlu Piitır'ın klişelerine az buçuk aşinasınızdır (misal : savaşta melul melul ağlaşan kadınlar, çocuklar, yaşlılar. misal : ölmüş elf neferlerinin insanda yarattığı hüzün. misal : ters ninja teoremi. misaller uzar gider). Son halkada da bu klişelerden oldukça göreceksiniz. Muhtemelen ilk kez göreceğiniz bazı hoşluklar da olacaktır (misal : Tek kaşlı Tranduil'in geyiğinin boynuzlarına dizdiği orkların kafalarını traşlaması (ki ben bayıldım gülmekten). misal : Legolas'ın tüşen taşlara basarak zıplaması. misal : cücelerin tanka benzeyen binek tekeleri (evet ! bildiğiniz teke (ama zortlatanından))) (parantez rekorumu egale ettiğim için pek mahçubum şu an). 
   Görsellik (ki şiddetle tavsiye ederim xpand veya üç boyutlu izlemeyin, renkleri soluklaştırıyor, öyle fazla bir üç boyut efekti de (burnunuzun ucunda kılıçlardan hazzetmiyorsanız) yok), müzikler, kurgu, mutad üzre tadından yenmemektedir. Oyunculuklar ise : Gandalf, Legolas, Bilbo, Galadriel (ki o ne feminen karizmadır) beklenen frekanstadır ama Thorin'i kana cana büründüren Bay Riçırtarmigeyt filmin yıldızıdır kanımca. Karakter değişimi, müziklerin ve makyajın yardımı da olsa oyunculuk olmadan bu kadar mükemmel yansıtılamaz. Tauriel'i değerlendirmekten imtina ediyorum (botokslu cadde güzeli yüzüne üç ifadeden fazlasına yerleştiremeyen aktristin bu filmde işi ne ?).

   Bay Tolkien'in eserlerine aşina değilseniz, fantazyadan hazzetmiyorsanız, hoşlanmayabilirsiniz. Ancak bu satırları okuduğunuza göre öyle olmadığınızı varsayıyorum. O halde gidecek izleyeceksiniz. Daha önce de yazmış olduğum gibi Bay Ceksın'ın yarattığı orta dünya kimi dimağda öyle bir bağımlılık yapmıştır ki; ol dimağlara sahip insankişileri, "Shire'da Frodo'nun Sünnet Düğünü" diye bir film çekilse de, bilet alıp filme giderler (Misal : bendeniz fakir). 
   Velhasıl; meraklısı gider (hoşuna da gider), "elf ne yav" diyen takım (ki biz kendilerine genellikle Mohikan mı, Siu mu öyle bir yerli kabilesi gibi mahlas takıyoruzdur (evet bu anlamda elitistim)) yanına bile yaklaşmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder