23 Temmuz 2014 Çarşamba

"Transcendence" Bir ben vardır bende, benden içerû !...

   Filmin anafikrinin, Frederick Pohl'un Hiçi üçlemesinin son kitabından intihal edildiği  (araklandığı ) filmdir. 
   Valipfistır kardeşimiz bu ilk yönetmenlik denemesinde (ilk olduğu düşünüldüğünde) pek kötü bir iş çıkarmamış aslında. Yılık gözlü Kilyınmörfi'ye güneş gözlükleriyle dürbünden baktırma gibi garabetler (bkz.aşağıda) ünlü yönetmenlerin filmlerinde de oluyor.
   Yapay zekayı geliştirme çalışmaları yapan bir bilim insanı, siber teröristlerin kurbanı olunca beyni arabirim haline dönüştürülür. Konumuz budur. 
   Aslına bakacak olursanız konumuz (fakir gibi bilimkurgu manyakları için) oldukça ilgi uyandırıcı, oyuncular vasatın üstü, kurguda aksayan pek bir şey de yok, aksiyon da var, yenilikçi ve soru sorduran düşünceler de, ancak film bittiğinde öyle pek üzerinde düşünecek fazla bir şey kalmadı aklımda (son sahnede atılan kılçığa kimse gelmez). 
   Yapay zeka, holivut tarafından pek didiklendi. Terminator'lardan, Deyvid'lere yapay zekanın hem olumlu hem olumsuz bir çok yüzüyle karşılaştık. Film tanıtımı değil de fütüristik geyik yapacak olsak, bu pilav çok çok su kaldırır, sayfalarca yazarız amma netçede vasat reytingli bir film tanıtımı yapıyoruz.
   Güzel bir tempoyla başlayan filmimiz, görsel ve fütüristik sahnelerle iyi bir şekilde ilerliyor, filmin sonlarına doğru ise vermeyi düşündüğü fikri aksiyon sahnelerinin arasında kalıp veremiyor (gerçi ben mesajın ne olduğunu hiç çözemedim). Yine de akşam kafa dağıtayım, teknoloji insan ilişkileri hakkında birazcık düşüneyim derseniz, conidep ve rebekahol hayranıysanız izleyebilirsiniz.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder