22 Şubat 2012 Çarşamba

Homeostasis ve Deve Güreşi Bağıntısı



   Malumatfuruşluğum tuttu, yine biraz tespit yapasım var..

   Homeostasis ne demektir ? Deve güreşi ile ne gibi bağıntısı olabilir ? Sabrediniz her şey sırayla açıklanacaktır. 


   Öncelikle bu kavramın tıbbi terminolojideki kullanımı ile günlük kullanımındaki farklılığa dikkat çekmek isterim. Tıp bilimindeki anlamı kısaca :vücutta gerçekleşen değişikliklere karşı var olan dengenin korunmaya çalışılması demek oluyor. Ama günlük kullanımda anlamı biraz daha genişleyip, terminolojisine yakın bir anlama kavuşuyor. "Home", ev yuva, "stasis" de durum demek olduğuna göre; kelimenin kökeni "yuvadurumu" gibi birşeydir. Buradaki yuvayı taa ilk yuvamıza götürmek gerekir. 


   Biraz geniş düşünelim. Neresidir bizim ilk yuvamız ? İlk evimiz mi ? Hayır ! Bebeklik kundağımız mı ? Hayır !. Daha geriye gidelim bakalım. Karanlık, sessiz, dış uyarının minimum olduğu bir yer. Evet evet yanılmadınız... İlk yuvamız anamızın rahmidir. Evet,  hatırlayamayız, lakin belki bilinçaltımızda; bizi hiç bir sesin, ışığın, fiziksel uyarının rahatsız etmediği, beslenme ve dışkılama gibi eylemlerin olmadığı süpersonik bir süreç vardır. Ve ne zaman bu hayatın acımasız yönleri kendini gösterirse, insanın bedeni hep o ilk yuvaya dönüş yapacak bir şeyler yapar. 


   Misal : ne zaman hastalarak yüksek ateşle yattığımızda içgüdüsel olarak embriyo pozisyonuna geçeriz. Bu taa ilk yuvaya dönüş isteğidir. Ne zaman ağlayacak olsak, yaslanacak bir omuz ararız. Buradaki dış rahatsızlık fazla hayati olmadığından ilk yuvadan ziyade bebelik dönemlerimize dönme isteği vardır (ağlayan bebek kucağa alınıp avutulur). Ilık, loş, sessiz ortamlara meyyalimiz de hep o ilkyuva özleminden kaynaklanmaktadır. 


    Şu naçiz organizmamızının bir aksilik olmazsa her gün yaşadığı pik homeostasis durumu : uykudur. Uyuyunca dış etkilerden soyutlanır (dikkat buyurunuz ! uykuya dalınacak yerler hep ilkyuva özelliklerini barındırır : karanlık, sessiz, ılık) bilinçaltımızın düdüklü tenceresinin düdüğünün azade ettiği meşazları (rüyalar) temaşa eder, arada cenin pozisyonuna geçerek, bebeköncesi durumumuza döneriz. Sağlıklı uyku kadar insanı dirilten bir şey yoktur. 


   Nedir : demek ki homeostasis kötü bir şey değil dinlendirici, diriltici bir durumdur. Nitekim uyku sorunu olan insankişilerin melanetleri bilinmeyen bir şey değildir. Fakir, ne zaman pek üzülse, zor kararlar alması gerekse hep uykunun yumuşak kanatlarına bırakır kendini, çok da faydasını görmüştür. 


   Şimdi bir ara verip durup düşünelim. İlk yuvada; yukarıda saydıklarımın haricinde ne gibi önemli bir özellik vardı ? Çok aşikar. Anamızın rahminde hep serbest dalış pozisyonundaydık. Üstelik nefes alma sorunsalı olmadan.. Çevremizi saran ılık sıvı bizi tüm dış etkenlerden korurken, gelişmemizi de sağlar (dı).  Bu yüzden; küvette ılık banyo homeostasisdir, rahatlatır, diriltir. Günümüzde uzun sürdüğü ve ekonomik olmadığından pek tercih edilmiyor, evet tahtını 90x90 lık duş teknelerine kaptırdı ama gerçek ehlikeyflerin gönlündeki makamı bakidir.


   İnsan suyla temas ettiği zaman çocukluğuna yaklaşır. Süperegomuz bu kadar gelişmeden önce daha pek küçükken suyla oynadığınız oyunları, suyla oynamayı nasıl sevdiğinizi anımsayın. Birçoğumuz için nedir tatil ? Deniz kıyısında vakit geçirmek.  Denize duyulan özlem bebeköncesi durumumuza duyulan özlemdir. Denize girdiğimizde çocuklaşmamız bu yüzdendir. Bu yüzdendir; karasal ortamlarda pek ciddi olan kişilerin denize girince anlamsızca birbirlerine su sıçratarak çocukça şakalaşmaları, bu yüzdendir hiç yakıştıramadığınız insanların bebeler gibi devegüreşi yapmaları.  Kurdunuz homeostasis devegüreşi bağlantısını !....


   Tespiti abartırsak deniz kıyısında yaşayan insanların homeostasisi daha rahat yaşadıklarından daha mutlu, bu durumu yaşayamayanların ise daha katı, daha kuralcı, daha süperegocu oldukları çıkarımını da yapabiliriz. Bu kişilerin hele de uyku sorunları varsa koşarak uzaklaşmak  pek yerinde olur. 


   İşte sevgili okur, dün yüzerken fikrime düşen hikmetleri kısaca özetledim.  Kesinlikle hiç bir bilimsel gerçeğe, istatistiğe, deneye dayanmayan bu tespit buketini isteyen yer, istemeyen paket yaptırıp kedilere verir.  Paşa gönlünüz bilir. 


   Yine de homeostasise yakın durun derim ben !...

2 yorum:

  1. Amanın! Bu tez doğrultusunda, size birşey olmayacağını varsayıyorum. O kadar sene deniz kenarından sonra An(kara) da süperegocu olmazsınız yani:=))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bünyeye Foça'dan yeteri kadar iyot depoladığımızdan süperegoproof olduk bir nevi. Endişeye mahal yok !..

      Sil